Carmie Henley’in on üçüncü doğum günü, adeta bir rüyanın içinden geçerken başladı. Sabahın erken saatlerinde, yatağından kalktığında garip bir enerjinin bedenini doldurduğunu hissetti. O an, dünya etrafında bir sis perdesi gibi örtülmüş gibiydi ve Carmie bu gizemli atmosferin içinde kaybolmuş gibiydi. Doğaüstü güçlerinin varlığına tanık olan Carmie, başlangıçta bu yeni keşfin şokunu yaşadı. Ancak içindeki bu sıra dışı durumu sadece en yakın arkadaşı Kev’le paylaşarak kabullenmeye başladı. Kev’in şaşkınlığını hissettiği an, Carmie’nin içindeki gizemi paylaşmak için en doğru kişi olduğuna karar verdi. İkili birlikte, Carmie’nin Blended çizgi roman serisindeki efsanevi Vamplingler gibi yarı insan yarı vampir bir varlık olduğunu keşfettiler. Carmie, bu keşfin ardından kendi özgünlüğünün değerini kavramaya başladı. Ancak bu yolculuk sadece kimliğini keşfetmekle kalmayacak, aynı zamanda onu gerçek bir maceranın içine sürükleyecekti.