Yasemin’in dünyası, babasının mali sıkıntılarının hortumunda savrulurken, o, bu fırtınanın içinde kaybolmuş gibiydi. Ancak bir gün, fırtınanın içinde beliren bir umut ışığı gibi, bir fikir belirdi: Mehmet’le evlenmek. Bu fikir, ona bir kurtuluş gemisi gibi geldi. Ancak bu evlilik, sadece dışarıdan romantik ve coşkulu bir deniz yolculuğu gibi görünecek, aslında içeride soğuk ve hesaplı bir deniz yolculuğuna dönüşecekti. Yasemin, bu denizde bir limana ulaşabileceğine inanıyordu. Ancak planları, istediğini aldıktan sonra ortadan kaybolmasıyla, başka bir fırtınanın içine sürüklendi. Mehmet ise, bu fırtınanın ortasında tek başına sürükleniyordu. Ancak zamanla, fırtınanın içinden çıkıp gerçekle yüzleşti. Artık kendine gelmesi gerekiyordu çünkü karısının gerçek yüzünü görmüştü. Kredi kartı takibiyle izini sürdü ve sonunda Yasemin’i bulduğunda, yeni bir fırtınanın içindeydiler. Şimdi, bu fırtınanın içinde, hesaplaşmaların ve yüzleşmelerin olduğu bir yerdeydiler.