Heeramandi’nin antik sokakları, Mallika jaan ve Fareedan’ın epik mücadelesine tanıklık etmiştir. Bu şehir, hayat kadınlarının krallar gibi hüküm sürdüğü, servetin ve karmaşanın birbirine karıştığı bir dünyanın simgesidir. Mallika jaan ve Fareedan, taçsız tacirin hizmetindeki bu dünyanın tahtını ele geçirmek için kahramanca bir çaba içindedirler. Heeramandi’nin tahtını kimin alacağına dair bu çekişme, adeta sonsuza dek sürecekmiş gibi, kıyamet gününe kadar sürer gibi görünmektedir. Ancak, Mallika jaan’ın tek umudu, Alam adında küçük bir kız çocuğudur. Alam, sadece bir kadının değil, tüm şehrin kaderini belirleyebilecek güce sahiptir. Ancak Alam, tahtın mirasını reddederek ve tek bir adamın sadakatini seçerek, Heeramandi’nin kaderi daha da belirsiz hale gelir, şehir ise bir kehanetin gölgesinde titrer gibi olur.