Kutup bölgesinin derinliklerinde, geceyi gündüze bağlayan serin rüzgarların arasında, buzulların üzerindeki sessizlik bir tehlikenin habercisi olabilir. Kuzey Kutbu’nun bu uzak köşesinde, Kaptan Pengu ailesi ve dostlarıyla birlikte huzur içinde yaşamakta, ancak her geçen gün buzul bloklarının hızla eridiğini ve doğanın büyük bir değişim geçirdiğini gözlemlemektedir. Bu durum, Kaptan Pengu’yu yavru penguenlere doğa sevgisini aşılamak ve çevre bilincini geliştirmek için harekete geçirmektedir. Fakat, bir gün, en iyi dostu kutup ayısı Putuk’un eriyen bir buzulun üzerine düştüğünü ve denize kapıldığını öğrenir. Bu üzücü haber, Kaptan Pengu’nun ruhunu derinden etkiler ve hemen arama çalışmalarına başlar. Ancak, su altındaki karmaşık akıntılar nedeniyle izini kaybeder ve umutsuzluk içinde kalır. Tam bu anda, hayvanlar konseyinden gelen bir mektup, tüm dengeleri değiştirecek bir haber taşır. Mektubun asıl alıcısı Pelik olmasına rağmen, Pelik’in kaybolmuş olması nedeniyle mektup yanlışlıkla Kaptan Pengu’ya ulaşır. Mektubu okuyan Kaptan Pengu, hem arkadaşlarını hem de doğayı kurtarmak için büyük bir maceraya atılma kararı alır. Yanına cesur arkadaşları Misket ve Mandalina’yı da alarak, dört dost, hem sevdiklerini hem de buzul bölgesini korumak için uzun ve tehlikelerle dolu bir yolculuğa çıkarlar.