Gizli ajan Wheeler, her zamanki gibi sıradan bir görev sırasında, ansızın hayatının en büyük kâbusuna düşer. Görevine başlarken her şeyin yolunda olduğunu düşünen Wheeler, birden kendisini CIA’in en gizli ve karanlık sorgulama alanlarından biri olan bir denizaltının derinliklerinde bulur. Gözlerini açtığında, etrafında yalnızca metal duvarlar ve yoğun bir sessizlik vardır. Bu karanlık ortamda özgürlüğün ne kadar uzak bir kavram olduğunu hemen kavrar. Burada neden bulunduğunu anlamakta zorlanan Wheeler, umutsuzluğa kapılırken, başka bir mahkum olan Marco ile karşılaşır. İkili, bu ölümcül tuzaktan kaçmak için birlikte bir plan yapma kararı alır. Marco’nun derin bilgisi ve Wheeler’ın stratejik düşünme yeteneği, kaçış planlarının temelini atar. Ancak, her adımda karşılarına çıkan zorluklar, hem fiziksel hem de zihinsel olarak onları zorlar. Özgürlük mücadelesi, yalnızca cesaret ve strateji değil, aynı zamanda birbirlerine olan güvenlerini ve dayanışmalarını da test eder. Kaçış sürecindeki her engel, onların bu tehlikeli ortamda hayatta kalmalarını ve özgürlüklerine kavuşmalarını sağlamak için gerekli olan stratejik düşünme ve cesareti ortaya koyar.