1348 yılında, Floransa’nın kara veba salgınıyla sarmalandığı bir dönemde, kıtanın dört bir yanından gelen soylular, bu felaketten kaçış olarak, Toskana’nın yeşil tepeleri arasında yer alan lüks bir villayı tatil yeri olarak seçerler. Villa, şarapların adeta su gibi aktığı, eğlencenin ise sınır tanımadığı bir cennet gibi görünmektedir. Ancak, bu tatilin başlangıcında yaşanan geçici huzur, kısa süre içinde derin bir kabusa dönüşür. Villanın içinde ve çevresinde gelişen esrarengiz olaylar, tatilin sadece bir kaçış değil, aynı zamanda ölümcül bir hayatta kalma mücadelesine dönüşmesine neden olur. Zevk ve eğlencenin hüküm sürdüğü günler, gerilimin ve belirsizliğin kasvetli atmosferine dönüşür. Her geçen gün, soyluların tatil rüyası, ölümcül bir serüven haline gelir ve bu lüks mekânda geçirdikleri süre, adeta bir kâbusa dönüşür.